Günlük hayatta film,dizi vs izlerken bu sosyal medyada izlediğiniz videolarda yada okuduğunuz yazılı kaynaklarda İngilizce konuşma kalıplarını sıklıkla karşılaşabilirsiniz. Hatta İngilizce yi ilerletmek isteyenler aşağıdaki kalıpları görebilirsiniz.
Bazı durumlarda çevirilerde olduğu gibi çeviri yapılıp hata olabiliyor. Bu kalıpların anlamları bulunmaktadır.
1. to kill two birds with one stone
anlamı: to solve two problems at once. türkçe karşılığı, tek taşla iki kuş vurmak
2. a piece of cake
anlamı: something is very easy. yapılması çok kolay olan şeylerde kullanılır. türkçe benzeri çocuk oyuncağı diyebiliriz.
3. in the blink of an eye
anlamı: extremely quickly. bir şeyin çok çabuk olması anlamına geliyor. türkçe karşılığı ‘göz açıp kapayıncaya kadar’
cümle: in the blink of an eye, he was gone.
4. be floating/walking on air
anlamı: to be very happy and excited because something very good has happened to you. gerçekleşen güzel bir şeyden dolayı çok mutlu ve heyecanlı olma anlamında kullanılır.
cümle: ever since she met mark, she's been walking on air.
5. not the end of the world
anlamı: not the worst thing that could happen. türkçe karşılığı ‘dünyanın sonu değil’
cümle: we’re hoping to win, but if we finish second it won’t be the end of the world.
6. you can't judge a book by its cover
anlamı: to not judge someone or something based solely on appearance. türkçe karşılığı ‘bir kitabı kapağı ile yargılayamazsın’
7. learn your lesson
anlam: to decide not to do something again because it has caused you problems in the past. geçmişte sorun çıkaran şeyleri bir daha yapmamaya karar verme anlamına geliyor. türkçe karşılığı ‘ben dersimi aldım’
cümle: i’m not going out without my umbrella again - i've learnt my lesson!
8. you can't make an omelet without breaking some eggs
anlamı: there's always a cost to doing something. her şeyin bedeli var anlamında kullanılır( bir kaç yumurta kırmadan omlet yapamazsın)
cümle: this business idea can take you from zero to hundred in just a few years but you can’t make an omelette without breaking a few eggs.
9. giving someone the cold shoulder
anlamı: to ignore someone. birini görmezden gelmek.
10. the last straw
anlamı: the final source of irritation for someone to finally lose patience. türkçe karşılığı ‘bardağı taşıran son damla’ diyebiliriz.
11. the elephant in the room
anlamı: a matter or problem that is obvious of great importance but that is not discussed openly. çok önemli olduğu açık olan ancak açıkça tartışılmayan bir konu veya sorun için kullanılır.
12. stealing someones thunder
anlamı: taking credit for someone else achievements. başkalarının başarılarından dolayı övgü almak, ilgi çekmek durumlarında kullanılıyor.
13. the best of both worlds
anlamı: means you can enjoy two different opportunities at the same time. aynı anda iki farklı fırsattan yararlanabileceğiniz anlamına geliyor.
14. see eye to eye
anlamı: this means agreeing with someone. biriyle aynı fikirde olmak anlamında kullanılır.
15. it's not rocket science
anlamı: it's not complicated. çok karışık olmayan durumları ifade etmek için kullanılır. (kendi başına kullanılır)
16. hang in there
anlamı: don't give up. pes etme, dayan anlamında kullanılır. (kendi başına kullanılır)
17. get out of hand
anlamı: get out of control. türkçe karşılığı ‘işler kontrolden çıktı’ (cümlenin parçası olarak kullanılır)
18 better late than never
anlamı: it is better for someone to arrive or do something late than not to arrive or do it at all. türkçe karşılığı ‘geç olsun güç olmasın’ diyebiliriz.
19. we'll cross that bridge when we come to it
anlamı: let's not talk about that problem right now. sorunlar hakkında şimdi konuşmayalım anlamında kullanılır. (kendi başına kullanılır)
20. a bird in the hand is worth two in the bush
anlamı: what you have is worth more than what you might have later. tek başına kullanılan bu kalıbın türkçe karşılığı ‘eldeki kuş daldaki kuştan iyidir’
21. a snowball effect
anlamı: a situation in which something increases in size or importance at a faster and faster rate. kartopu etkisi bir haberin, bir olayın zaman içerisinde büyüyüp bambaşka bir hal alması anlamına geliyor.
cümle: the more successful you become, the more publicity you get and that publicity generates sales. ıt's a kind of snowball effect.
22. fortune favours the bold
anlamı: a successful person is often one who is willing to take risks. türkçesi, talihten cesurdan yanadır. (kendi başına kullanılır)
cümle: it is said that fortune favours the brave and that was certainly the case as the swimmers took to the icy waters despite the unfavourable elements, giving a teeth-chattering rendition of jingle bells as they did so.
23. familiarity breeds contempt
anlamı: used to say that if you know someone very well you stop respecting them because you have seen all of their bad qualities. aşinalık küçümsemeyi besler olarak çevrilebilir.
cümle: the couple could not stay together long after their wedding because familiarity breeds contempt.
24. bite the bullet
anlamı: decide to do something unpleasant that you have avoiding doing. hoş olmayan, yapmaktan kaçındığımız bir şeyi yapmaya karar vermek için kullanılır.
25. so far so good
anlamı: used to say that something (such as a project or an activity) has proceeded well or without problems up to the present. her şeyin güzel ya da problemsiz gittiğini söylemek için kullanılır.
cümle: "how’s your new job?" "so far, so good."
26. ball is in your court
anlam: it is up to you to make the next decision or step. it is time for someone to deal with a problem or make a decision, because other people have already done as much as they can.
diğer insanların ellerinden geleni yaptıkları artık bir sorunla uğraşmasının veya karar vermesinin kişiye ait olduğu anlamında kullanılır.
cümle: i've helped him in every way i can the ball's in his court now.
27. curiosity killed the cat
anlam: said to warn someone not to ask too many questions about something or is a proverb used to warn of the dangers of unnecessary investigation or experimentation. türkçe karşılığı, merak kediyi öldürürmüş. gereksiz deneyler yapan ya da çok soru soran insanları uyarmak için kullanılır.
cümle: where are we going?' calder asked.curiosity killed the cat, dear. you'll find out soon enough.'
28. have a crush on somebody
anlam: when you have a crush on someone it means you have developed a strong desire for the person. eventually it may grow into true love or your feelings might wear away. birine tutulmak/aşık olmak anlamında kullanılır.
cümle: her sister has had a crush on his friend for a long time.
29. ask somebody out
anlam: to invite someone to come with you to a place such as the cinema or a restaurant, especially as a way of starting a romantic relationship. türkçe çıkma teklif etmek anlamına gelir.
cümle: she said she was going to ask him out to lunch.
30. no pain no gain
anlamı: you have to work hard for something you want. istediğin bir şey için çok çalışmak zorundasın anlamına geliyor türkçe karşılığı acı yoksa kazanç yok.
31. when pigs fly
anlamı: something that will never happen. asla gerçekleşmeyecek durumlar için kullanılır.
32. to cut corners
anlamı: to do something badly or cheaply. bir şeyi kötü ve ya ucuz yapmak anlamına geliyor.
33. a blessing in disguise
anlamı: an misfortune that eventually results in something good happening later on. ilerde iyi bir şeyin olmasına neden olan talihsizlikler için kullanılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder